Fenerbahçe'nin bir sezonda oynadığı tüm maçların en önemlisi. Rekabet duygusunun taraftarda tavan yaptığı dakikalar.. Fenerbahçe'nin Sportif Direktörü ve en yetkili teknik adamı, hem de şu anda formayı terleten oyunculardan fazlası olan, eksiği olmayan eski bir oyuncusu, Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin kaptanı Alex'i oyundan alıyor. Muhtemelen performansından memnun değil ve geçen haftalardaki Semih değişikliğinin olumlu etkisinin tekerrür edeceğini bekliyor. Belki haklı bir gerekçe belki değil ama maçı tribünde izleyen De Souza yenge, ekranlara yansıyan tepkisinden anlayabildiğim(iz) kadarıyla veryansın ediyor duruma. Şimdi gel de bu durumda taktik dizilişten, çift forvetten, bilmem neden bahset!
Bırakın Alex'i oyundan almayı, Alexsiz alternatifler üzerinde konuşmanın bile tabu olduğu bir ortam yaratıldı Fenerbahçe camiasında. Alexciler ve Alex karşıtları olarak iki grup türeyecek sanırım pek yakında. Kuralları basit bir oyun ancak bu kadar karmaşık hale getirilirdi, onu da biz becerdik. Alex oyundan alınınca büyüklüğünden bir şey kaybetmiyor ama anlamsız ve yersiz tepkiler takıma çok şey kaybettiriyor. Alex Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en büyük yabancı futbolculardan biridir. İstatistikler de bunu söylüyor zaten. Ama Alex'in üstün performansını gören aynı gözler, Alex'in oyundan da düşebileceğini, Alex'in de kötü günlerinin olabileceğini görebilir pekala.
27 Ekim 2010
22 Ekim 2010
Gökhan Gönül
Dörtlü savunmaların kanatlarını koruyan oyuncuların plakası yerliyse bir yerden arıza vermesi beklenirdi hep. Ya güçlü savunmasına karşın zayıf hücum özelliklerine sahip, ya da hücuma çıktıktan sonra geri dönüşlerinde sorun olanlarına rastladık yıllar boyunca. Süratı dudak uçurtsa da sıfıra indiğinde yaptığı ortalara biraz teknik değil de tüm kazmalığını katan ve bu yüzden tribünlerin tepkisini çeken beklerimiz oldu hem kulüplerde hem de a milli takım kadrosunda. Her şeyden öteye ortalama bir performansı olmayan oyunculardan oldular bu mevkinin adamları.
Mevkinin gerektirdiği özelliklerin hemen hepsine en az ortalama düzeyde sahip, işini hep iyi yapmaya çalışan, o mevkide yerli oyuncuların da var olabileceğinin sinyallerini veren Gökhan Gönül çıktı piyasaya sonra ve Fenerbahçe ne kadar isabetli bir transfer yaptığını çok geçmeden anlamış oldu. Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynadığımız sene Uğur Boral ve Gökhan Gönül ikilisinin özellikle Sevilla maçlarında kanatların altını üstüne getirmeleri tur atlamızla eşdeğer ölçüde sevindirmişti beni. O üst düzey ve peşpeşe süren form grafiği bir daha aynı derecede olmadıysa sanırım bunda en çok sakatlığının ve sakatlığına rağmen yaptığı fedakarlıkların etkisi
var..
Her ne kadar bünyesi futbol endüstrisi tarafından kullanılmaya, menajer tayfası tarafından sömürülmeye müsait gibi görünmese de, anlamakta her zaman güçlük çektiğim Aziz Yıldırım Yönetiminin transfer politikalarının bir kurbanı olacağından en çok koktuğum oyuncu Gökhan Gönül'dür. Öyle sanıyorum ki sözleşmesi 2011 başlarında bitiyor ve yine öyle sanıyorum ki Fenerbahçe ile sözleşme yenilememek için hiç bir nedeni yok Gökhan Gönül'ün. Umarım bu sözleşme sonunda veya bir sonrakinde başka şeylerin kurbanı olmaz ve eğer Avrupa'da oynamam derse Fenerbahçe'den emekliye ayırır kendini. Amatör görünümlü profesyonel duruşa sahip, insanda Anadolunun bağrından kopup gelmiş hissi uyandıran Gökhan'ı kaybetmeyi kim ister ki?
Mevkinin gerektirdiği özelliklerin hemen hepsine en az ortalama düzeyde sahip, işini hep iyi yapmaya çalışan, o mevkide yerli oyuncuların da var olabileceğinin sinyallerini veren Gökhan Gönül çıktı piyasaya sonra ve Fenerbahçe ne kadar isabetli bir transfer yaptığını çok geçmeden anlamış oldu. Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynadığımız sene Uğur Boral ve Gökhan Gönül ikilisinin özellikle Sevilla maçlarında kanatların altını üstüne getirmeleri tur atlamızla eşdeğer ölçüde sevindirmişti beni. O üst düzey ve peşpeşe süren form grafiği bir daha aynı derecede olmadıysa sanırım bunda en çok sakatlığının ve sakatlığına rağmen yaptığı fedakarlıkların etkisi
var..
Her ne kadar bünyesi futbol endüstrisi tarafından kullanılmaya, menajer tayfası tarafından sömürülmeye müsait gibi görünmese de, anlamakta her zaman güçlük çektiğim Aziz Yıldırım Yönetiminin transfer politikalarının bir kurbanı olacağından en çok koktuğum oyuncu Gökhan Gönül'dür. Öyle sanıyorum ki sözleşmesi 2011 başlarında bitiyor ve yine öyle sanıyorum ki Fenerbahçe ile sözleşme yenilememek için hiç bir nedeni yok Gökhan Gönül'ün. Umarım bu sözleşme sonunda veya bir sonrakinde başka şeylerin kurbanı olmaz ve eğer Avrupa'da oynamam derse Fenerbahçe'den emekliye ayırır kendini. Amatör görünümlü profesyonel duruşa sahip, insanda Anadolunun bağrından kopup gelmiş hissi uyandıran Gökhan'ı kaybetmeyi kim ister ki?
16 Ekim 2010
Şampiyon kaldığı yerden devam etmeli
Geçtiğimiz sezonun şampiyonu Fenerbahçe Ülker Banvit deplasmanıyla TBL'ye merhaba diyecek pazar günü. İlk maçı Tanjeviç için oynasınlar, lige galibiyetle başlasınlar ve kupayla bitirsinler istiyor gönül. Hem güzel insan Tanjeviç'e moral olsun hem de Fenerbahçe'nin basketbolda emin ellerde olduğunu bir hissedelim.
Haydi hayırlısı...
Haydi hayırlısı...

12 Eylül 2010
Footbo City
Oyuna yeni başladım, biraz kavrayınca oyun ipuçları ve kullanımıyla ilgili geniş bir yazı yazmayı planlıyorum.
Oyunu facebook üzerinden oynamak için: http://apps.facebook.com/footbocity/
Footbo üzerinden oynamak için: http://tr.footbo.com/FootboCity
Yazan-Çizen:
Deli Gömleği
zaman:
Pazar, Eylül 12, 2010
04 Temmuz 2010
Super Slow Motion
Yanlış bilmiyorsam bizi bu teknolojiyle Cem Uzan'ın Teleon'u tanıştırmıştı. Hatta maçların taraflı spikerler tarafından sunulması seçeneği filan vardı digital uydu alıcılarda. Cine5'ten sonraki Digiturk'ten önceki döneme denk geliyor yayın haklarını ellerinde bulundukları süre Sonra ihale mi iptal oldu bilmiyorum ama neredeyse 10 yıldır Digiturk ve Lig TV'de yayın hakları.
Bundan bahsetmek nereden aklıma geldi, söyleleyim. İspanya - Portekiz maçında İspanya kalecisi Iker Casillas'ın, ucuz atlatılan bir pozisyon sonrasındaki ağız hareketini iyi yakalamış ve teknolojinin nimetlerinden de faydalanıp öyle servis etmişlerdi futbol izleyicisine. Dünya Kupası maçlarını veren yayıncı kuruluş (TRT spikeri tabiriyle) bazen önemli pozisyonların tekrarını yapmayarak hem Ömer Üründül'ü hem bizleri kızdırsa da, super slow motion görüntülerle izleyicilerden yüksek not alıyor kanısındayım. Otuza yakın kamerayla yayın yapılmasının da altını çizmek gerek bu arada.
Bu da ekran bahsi geçen görüntünin "gif" hali. Kaynağına ulaşamadım ama "alıntı" olduğundan bahsedeyim yine de
Bundan bahsetmek nereden aklıma geldi, söyleleyim. İspanya - Portekiz maçında İspanya kalecisi Iker Casillas'ın, ucuz atlatılan bir pozisyon sonrasındaki ağız hareketini iyi yakalamış ve teknolojinin nimetlerinden de faydalanıp öyle servis etmişlerdi futbol izleyicisine. Dünya Kupası maçlarını veren yayıncı kuruluş (TRT spikeri tabiriyle) bazen önemli pozisyonların tekrarını yapmayarak hem Ömer Üründül'ü hem bizleri kızdırsa da, super slow motion görüntülerle izleyicilerden yüksek not alıyor kanısındayım. Otuza yakın kamerayla yayın yapılmasının da altını çizmek gerek bu arada.
Bu da ekran bahsi geçen görüntünin "gif" hali. Kaynağına ulaşamadım ama "alıntı" olduğundan bahsedeyim yine de

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)