09 Haziran 2005

çok pis yazdım 2

Gözlerimi kısıp, "ehehe" şeklinde bir gülümseyişle ısınma turunu tamamladım ve o anlattıkça şiddeti artırdım. İyice yavşadım, gevşedim üzerinize afiyet. Karşımda öylece özenilesi, imrenilesi mesleki kimliğiyle duruyordu.. Özenle hazırlanmış bir power point slayt gösterisi izliyor gibiydim tüm bu anlattıkları karşısında. Arada bir "hımm, hı hı" sesleri çıkarıyor, çayımı yudumlarken dahi gözlerimi ondan alamıyordum. Siyah takımı ve geniş yakalı beyaz gömleği ses tonu ve ifade şeklinden sonra bu sunumu tamamlayan en önemli ekipmanlardı.

Cep telefonum "oy asiye asiye, tütün koydum keseye" diye inlemeye başlamış ve ben geç de olsa melodiyi işitmiştim. Sol kalçamı hafifçe yukarı kaldırıp telefonu cebimden çıkarttım. kah bu melodiyi ona daha dayanılmaz kılmamak, kah arayan arkadaşımı bekletmemek için derhal "efeeeendim" demek suretiyle olaya müdahele ettim. Olaydı bu durum sahiden de. Eski sevgilim neden beni arardı, paylaşacak ne kalmıştı ki ?

Tüm bu sorulara yanıt almak için ortam namüsaitti ve "Tahsin! seni sonra arayım bilader, şu an müsait değilim" diyerek bir üçkağıtçı, bir dalavereci olarak ben, C tuşunda hazırkıta bekleyen başparmağım sayesinde kafasındaki olası soru işaret ve işaretçilerine meydan vermedim..Şimdi bir açıklama yapmam, durumu özetleyen bir veya bir kaç cümle söylemem, sekteye uğramış muhabbeti yeniden başlatacak en azından bir "ee, ne diyorduk" klişesi sarfetmem gerektiğinin farkındaydım. Oysa bir vurdumduymazmışçasına, bir dünya yansa umrunda olmazmışçasına ben, " birer çay daha içeriz değil mi?" diyerek onu, kariyerini ve tüm bu sunuyu bir kenara atmaktan başka bir şey yapmadım, yapamadım...
delly©2005

Hiç yorum yok: